Ana içeriğe atla

Köstenceli


-1- 

Birazdan midenden asit gırtlağına kadar vuracak yine, yutkunup uyumaya çalışacaksın. Geceden perde aralık kalmış; güneş ısıtmaya başladığında mahalleyi, yada daha genel bir tabirle gökkuşağındaki 7 renk karışmaya başlayıp boyadığında tüm sokakları, pencereden süzülen ışık kamaştıracak gözlerini. Siyahtan turuncuya, sonra kırmızıya boyanacak gözkapakların. Küfrün bini bir para, eh be diyeceksin daha hazır değilim aranıza karışmaya. Dönüvereceksin sol yanına, yastığın soğuk yüzünü arayacak uyuşan omzunu hissedemeyeceksin. Sonrasında köşedeki milyoncudan aldığın uyduruk saat çalacak. Hafifçe aralayacaksın göz kapaklarını, hay aksi. Gene asit vuracak boğazına, apar topar atacaksın kendini banyoya, öksürükle karışık ne varsa ağzında tüküreceksin.

Musluktan akan yosun kokulu, toprak rengi suyu vuracaksın suratına. Şakaklarındaki sızı kulağındaki çınlama rahatsız etmeye başlayacak ve kaldıracaksın başını, aynada kendine bakacaksın bir süre kan oturmuş gözlerinle. Gözkapaklarının etrafı mosmor, saçlarının yağlamış ve günden güne yabancılaşıyorsun karşındakine. Ne idüğü belirsiz şu karşındaki silüet de neyin nesi. Film şeridi gibi gözlerinin önüne gelecek tüm yaşanmışlığın, yıllanmışlığın ve yılgınlığın, daha ilk ayak bastığın günde hissettiğin ve o gün belleğine ezber ettiğin bu şehirde oyunda kalabilmenin bedelini, hatırlayacaksın. Ne olursa olsun diye başladığın o külhanbeyi lafların güneşin ilk ışıltılarıyla beraber aynadaki sen ve sen arasında çarpıp duruyor şimdi. Hayatın boyunca hiçbir zaman kullanamayacağın o şatafatlı cümleleri bir bir geliveriyor aklına ve sen öylece durup kendine bakıyorsun. Günden güne daha da tanıyamadığın, ne olduğunu anlayamadığın kendin, kendine bir şeyler anlatmaya çalışıyor gibi görünüyor.

Tüm bunları düşürürken ciğerlerini kusarcasına bir öksürük peydah olacak başına, 3 kez üst üste. Sanki kaburgaların bağımsızlığını ilan etmek istiyor gibi, veyahut arındırmak istiyor bedenin, kendini iç organlarından. Şakaklarından alnına doğru ilerleyen sızı ve kulağındaki uğultu kaşlarının biraz üzerinde sağ ve sol yanına doğru kaymış 2 noktada toplanacak, gözlerinde birkaç parlak nokta uçuşmaya başlayacak, sen önce tavanda izleyeceksin sinekleri, sonra fayanslarında duvarların en son gözbebeklerinin çukurlarında toplanacak.

Afilli bir küfür savuracaksın geçmişine, geleceğine 7 düvel evvelinden kiminle yatıp kalktığı belli olmayan müstakbel eş adayına hatta evvela kayınvalide olacak o kadına ve hatta kayınbiraderine. Diyeceksin ki toprağa ekip üstünü biçenin ellerinden öpeyim. 3 adımda bitecek banyo, kapıyı aralamak için 2. Adımı ufak atmasan 2 adımda da çıkardın oysa, neyse.. Buzdolabında gördüğün 3 beypazarı sade sodadan en soldakini alacaksın, mutfak masasının üzerinde duran anadolu paketinin altından şöyle afilli bir tokat, içinden çıkan çakmakla önce sodanı açacak, sonra sigaranı yakacaksın. Ağzın yüzün duman olacak, sonrasında koca bir yudum sodadan, midende kelebekler uçuşacak, genzin yanacak. Bırak yansın, boşver dağınık kalsın.
Ellerin titriyor. 2 nefes daha bağlıyorsun peş peşe sonrasında bir kuru öksürük. Bardakların yanında duran alka-seltzeri suda eritip köprüden önceki son çıkışı kaçırmana engel olacak mucizevi ilacı bir dikişte bitireceksin. Nefessiz kalacak bir süre ciğerlerin, bırakacaksın kendine gelsin. Zira modern tıbbın insanlığa en büyük hizmetini-aspirinden sonra- tüketiyor olacaksın. Eczane denilen bakkalda sadece 7 liraya 10 tablet alıyorsun. Her tablet akşam fazla kaçırdığında ertesi gün 3 saatini kurtarıyor. 30 saatine 7 lira, iyi pazarlık. 30 saatimi versem 7 lira verirler mi diye düşüneceksin bir süre, sonra pazarlıkla 10 yapabilir miyim diyeceksin kendi kendine. Boşvereceksin sonra o kadar etmezsin.

Yine ucuza gidecekken çalınıyor kapı. Güneş kafama yumruk atalı yarım saat olmadı, 2 dal sigara 1 sade soda kadar ayaktayım henüz, henüz daha uyanmamış sayılırken kim bu diye düşüneceksin bir süre. Sonrasında böyle şeyleri düşünmek için fazla yaşlı olduğunu hatırlayacaksın ama yine de belki üst kattaki ciğersiz evi arabayı kumara basıp, yeterli miktarda alkol aldıktan sonra kapıları karıştırmıştır diye geçirmiş olacaksın aklından. Fakat 2. Kez çalınıyor zil, ciğersiz olsa yumruk atardı kapıya, hele şuan başlamıştı tekmelemeye, beni kiminle aldatıyorsun kevaşe diye bağırmaya. Belli ki bir kıyamet kopmuştu dünyanın bir yerinde ve enkaz altında kalacak talihli sendin. Veya enkaz ayaklanıp ayaklarına gelmişti ki bu durumda da ortalama büyüklükte bir şehri yakmana az kalmıştı. En nihayetinde hepimizin akraba olduğu öğretisinden geliyordun ve neron senin akrabandı. En nihayetinde evvela kapıyı açmaya sonrasında tutup dünyayı orta yerinden ayırmana az kaldığını düşüneceksin.

Son nefesini çekip 3. Kez zile basmasına tahammül edemeyeceğini bildiğinden yöneleceksin kapıya. İnsan attığı her adımda kendi sonuna yaklaştığını hissederek nasıl olur da yürümeye devam eder ? Çıplak ayaklarına değen her bir fayans nasıl olurda sanki İsveç Malı bir jiletin üzerinde yürüyor gibi hissettirir, hepi topu 2 adım atmışken nasıl olur ürperir insan tüm yaşanmışlıklarından. Saat sabah 6 ve kapın çalınıyor yahu nerede yaşıyoruz ? Son 5 yıldır bu saatte hiç böylesine büyük bir kaygı gelip oturmamışken yüreğine tam da herşey düzelecek derken yine ne gelmekteydi ? Mercekten baktığında göremedin kimseyi. Yalnızca 2 saniyede tüm dünya kopup omuzlarında yük oluyor ve saniyenin binde birinde tüm ağırlığından kurtuluveriyor insan. Bir göz açıp kapayana kadar en büyüt kasvet bileklerinden tutup çekiyor seni yerin 7 kat dibine ve tek bir saliseyle gökyüzüne doğru uçuşa geçiveriyorsun.

Suratında belli belirsiz bir tebessümle, kimseye sesini duyurmamak için usulca bir adım geri atıyor ve derin bir nefes alıyorsun, kimse değilmiş.
Devam edecek..
HAT

Yorumlar