Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temmuz 29, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kuru Bir Dal

Yarama yama yapan bir terziden aldım bu ipliği Kuru bir dala astım Salıncak yaptım çoçukluğuma Katil bir çocuk sallanmakta Aklımın tahtalarından gardrop yapan bir marangozdan aldım bu çiviyi Kuru bir dala çaktım Sal yaptım gençliğime Maktul bir genç salınmakta Gönlümü hasat eden bahçivandan aldım bu kazmayı Kuru bir dala taktım Mezar kazdım kendime...                                                                                         Safa Çakır

Nüsha

Zümerra ayak parmaklarından omuzlarına çekiliyor mu ruhun Ekşimtrak ve mayhoş, yemyeşil gök-kubbe biraz eflatun biraz nâr.  Uzaklara, uzaklardan uzaklara ve çok daha uzaklara Her sokağında bir çıkmazı olmazsa olmazdan sayılan şu şehirde Seninde titriyor mu parmakların akşamları esen poyrazda. Koca koca gökdelenlere çıkan devasa asansörler Alın beni! Katık etmek nedir hayatı elem, keder ve yas ile. Merhametinden dağları dize getiren koca bir çınar kök salıyor benliğimde Beynimde iltihaplı intihar düşünceleri yörüngesinde yüzmekte Her bir kıvrımında milyon kıymık dolaşmakta kılcallarında damarlarımın. Ey gökdelenlere kurulan inşaat iskeleleri unutmayın beni de. Sahi ne kadar oldu görmeyeli seni ? Mutluluğun hayatıma ancak seninle misafir olabildiği makus talihim, Yıllardır bir kez dahi şaşırtmayan tragedyanın son tiradı! Kin öfke ve nefretten katık oldu ruhuma özgürlüğün son feryadı. Ayak bileklerimden ser

Köstenceli

-1-  B irazdan midenden asit gırtlağına kadar vuracak yine, yutkunup uyumaya çalışacaksın. Geceden perde aralık kalmış; güneş ısıtmaya başladığında mahalleyi, yada daha genel bir tabirle gökkuşağındaki 7 renk karışmaya başlayıp boyadığında tüm sokakları, pencereden süzülen ışık kamaştıracak gözlerini. Siyahtan turuncuya, sonra kırmızıya boyanacak gözkapakların. Küfrün bini bir para, eh be diyeceksin daha hazır değilim aranıza karışmaya. Dönüvereceksin sol yanına, yastığın soğuk yüzünü arayacak uyuşan omzunu hissedemeyeceksin. Sonrasında köşedeki milyoncudan aldığın uyduruk saat çalacak. Hafifçe aralayacaksın göz kapaklarını, hay aksi. Gene asit vuracak boğazına, apar topar atacaksın kendini banyoya, öksürükle karışık ne varsa ağzında tüküreceksin. M usluktan akan yosun kokulu, toprak rengi suyu vuracaksın suratına. Şakaklarındaki sızı kulağındaki çınlama rahatsız etmeye başlayacak ve kaldıracaksın başını, aynada kendine bakacaksın bir süre kan oturmuş gözlerinle. Gözkapakların